Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, mevcut COVID-19 aşılarıyla aynı bağışıklık tepkisini yalnızca dozun yüzde 1’i kadar bir miktarla sağlayabilen yeni bir lipid nanoparçacığı geliştirdi.
Nature Nanotechnology dergisinde yayımlanan bu buluş, üretim maliyetlerini ve yan etkileri ciddi biçimde azaltarak mRNA aşılarının dünya genelinde çok daha ucuz ve erişilebilir hale gelmesini sağlayabilir. Teknolojinin mevsimsel gripten HIV’e kadar pek çok hastalık için uygulanabileceği belirtiliyor.
Yüz kat az dozla aynı antikor tepkisi oluşturuyor
Araştırma ekibi, AMG1541 adı verilen bu yeni parçacığı, siklik amino alkol yapıları ve biyolojik olarak parçalanabilir ester grupları içeren iyonize lipid kütüphanelerini tarayarak geliştirdi. Fareler üzerinde yapılan grip aşısı testlerinde, AMG1541’in yalnızca %1 dozla, Moderna’nın COVID-19 aşısında kullanılan SM-102 lipidine eşdeğer antikor tepkisi oluşturduğu görüldü.
MIT Kimya Mühendisliği Bölümü profesörü ve çalışmanın kıdemli yazarı Daniel Anderson, mRNA aşılarının en büyük zorluklarından birinin maliyet olduğunu vurgulayarak, “Geniş çapta dağıtılabilecek bir aşının üretim maliyetini düşündüğünüzde, gerçekten çok yüksek olabilir. Amacımız, çok daha düşük dozda güvenli ve etkili bir aşı tepkisi sağlayabilecek nanopartiküller üretmeye çalışmaktı" ifadelerini kullandı.
Başarının altında üç yenilik yatıyor
AMG1541’in üstün performansı üç temel yenilikten kaynaklanıyor. İlk olarak, parçacıklar, lipit nanopartiküllerinin hücrelere girdikten sonra hücresel bölmelerde sıkışıp kaldığı önemli bir bariyer olan endosomal kaçışı daha etkili bir şekilde aşabiliyor. Yeni parçacıklar, mevcut formülasyonlara göre bu endosomlardan daha verimli bir şekilde çıkarak, daha fazla mRNA'nın hücreler içindeki hedef konumuna ulaşmasını sağlıyor.
İkincisi, AMG1541, lenf düğümlerinde öncelikli birikme ve bağışıklık tepkilerini düzenlemede kritik öneme sahip antijen sunan hücrelere daha fazla iletim gösteriyor. Bu hücreler yabancı antijenleri işliyor ve yüzeylerinde sergileyerek diğer bağışıklık hücrelerine savunma başlatmaları için sinyal gönderiyor.
Üçüncüsü, lipit kuyruklarına dahil edilen ester grupları, partiküllerin yüklerini taşıdıktan sonra hızla biyolojik olarak parçalanabilir hale gelmesini sağlayarak vücuttan hızla atılmalarını sağlıyor. Araştırmacılar, bu özelliğin genellikle doza bağlı olan aşı yan etkilerini azaltabileceğine inanıyor.
Geniş kullanım alanı ve hız avantajı sunuyor
Araştırma grip aşılarına odaklanmış olsa da, teknoloji COVID-19, HIV ve diğer enfeksiyon hastalıklarına da uyarlanabilir. mRNA aşıları özellikle mevsimsel grip için büyük bir zaman kazancı sağlıyor. Çünkü geleneksel grip aşıları yumurta tabanlı yöntemlerle üretiliyor ve neredeyse bir yıl önceden üretime başlanması gerekiyor. MIT doktora öğrencisi Kaelan Reed, “mRNA aşıları sayesinde üretim çok daha geç başlatılabiliyor, bu da o sezon dolaşan grip suşlarını daha doğru belirlemeyi ve aşının etkinliğini artırmayı mümkün kılıyor” diyor.
mRNA aşılarına, yüksek maliyetler ve sıkı soğuk zincir gereklilikleri nedeniyle düşük ve orta gelirli ülkelerin erişim sorunları yaşadığı düşünüldüğünde, bu teknoloji potansiyel olarak hem maliyeti düşürebilir hem de daha kararlı, daha kolay taşınabilir aşıların geliştirilmesine zemin hazırlayabilir.
kaynak: donanimhaber.com
